30 Nisan 2011 Cumartesi

Şükür Sabır Denklemi

Dokuz çarşamba sizce bir araya nasıl gelir?
Şöyle ki:
İki hafta öncesinden okuldan haber vermişlerdi.Gösterimiz olacak şu tarihte, şu saatte, şurda olmanızı rica ederiz diye.Mutlu olduk, bu sene ilk defa veli olduk, ilk defada bir gösteride prensesimizi izliycez.İlkler yılı çok heyecanlı...
Fakat o esnada bitmek tükenmek bilmeyen öksürük,burun akıntısı ve diğer belalarla uğraştığımdan çok fazla üstünde durmadım.Alt tarafı ufak bir gösteriydi, dedikleri zaman orda olmak yeterliydi.Bizimkide daha çok bilinci olmadığından çok havaya girmemişti.
Neyse hafta başından ufak tefek kafamda planlar yapmaya başladım.İşten şu zamanda çıkarım, şu zamanda orda olurum falan filan.O zamana hastalıkta biter nasılsa, hatta hafta sonu planı bile hazır.
Fakat  tabii ki ve şaşmaz bir kural olarak, elbetteki evdeki hesapla hiç alakası olmayan gelişmeler yaşandı.Çarşamba akşamı iki şişe antibiyotik bitirmiş olmamıza rağmen boğazda çıkan beyazlıklar,köh köh köh volkan gibi patlayan koca koca dolu oldu ,bitmek tükenmek bilmeyen ,uyku durak tanımayan öksürük,burun ve geniz akıntısı benim çileden çıkmama,planların yerle yeksan olmasına,umutsuzluğun tavan yapmasına  neden oldu.
Bir taraftan gösteri için kıyafet hazırlarken doktordan randevu almayı saatleri ayarlamayı ve daha bin tane tilkiyi kafamda kovalamayı bir şekilde başarıp yattım.
Bu arada iş yerinde bitmek tükenmek bilmeyen saçma sapan toplantılar,gereksiz lüzumsuz bir sürü laf kalabalığında oluşan yazılar,slaytlar ve bilimum saçmalıkların içindeyim.
Tüm bunların kreması olma kıvamındaki son  gol  ise baba arı (işçi arı) dan geldi ,(benim kraliçe falan olduğuma bakmayın bende işçi arı sınıfdayım aslında), kendisi için almayı habire ihmal ettiği doktor randevusunu o haftaya sıkıştırdığı gibi, sonucunu gösteri günü alıp konuşmak için gidiş saatinden iki saat öncesini ayarlayınca, bizim arap saçı arabistan yarımadası kadar büyümüş oldu.
Neyse tüm bunları bir şekilde sıraya sokarak birimiz şehrin biri ucundan diğerimiz bir ucundan koşturarak prensesin doktorunda buluştuk.Bu arada çocuklar okulun otobüsüyle çoktan gösteri yerine yollandılar.Biz elimizdeki tüm imkanlarla son dakika da olsa yetişmek için didiniyoruz ve işin daha da ilginç tarafı verilen adrese daha önce hiç gitmemişiz.
 Sonuç penisilin iğne,baba arıda iki tane orta büyüklük fıtık,klinikte giyinilen gösteri kıyafeti,unutulan ateş düşürücü için bulunan ekstra çareler, yetişilmeye çalışılan gösteri,tabii ki anında iptal olan haftasonu planları,yerle bir olan neşe,ağlamalar,teskin etmeler,ben nerde yanlış yaptım,yapıyorum,yapmaktayım diyen bir anne,sorgulamalar, falan filan...

Allahtan iğnenin içine ağrı kesici kattıkları için bizimki hoplayıp zıplamaya devam edebildi.Gösteride de baya eğlendi sahnede hiç bocalamadı, ağlayan arkadaşlarına şaşkın şaşkın baktı, güldü hopladı, bol bol süpriz yumurta yedi.


Bense gayet eğlenceli geçen ,kimi yerde gülmekten yerlere yattığımız, çocukların binbir şirinlikleri,sakarlıkları ve gülünç halleri olan gösteride çaktırmadan da olsa iki damla akıtacak kadar duygusallaştım.
Daha dün mini mini bir bebek olan prensesin sahnelere çıkıp danslar etmesine,o hasta haliyle bile hiç mızmızlanmamasına,o kadar iğneden ilaçtan sonra bile "hiç acımadı aslında " diyerek kendini yüreklendirmesine,ömre, hayata,anne olmaya,binbir tane zorluğa,sıkıntıya,gelmeyen bahara,ısıtmayan güneşe,iş yerindeki binbir türlü saçmalığa,çalışmaya,çalışmamanın getireceği ekstra bin tane daha zorluğa,yalnızlığa,saçlarıma düşen aklara ve o anda aklıma gelen milyon kere milyon bir sürü şeye kuş bakışı bir bakış fırlatıp iki damla düşürdüm işte.


Sonra derin bir nefes alıp,oradaki atmosferinde etkisiyle, elimde olanları sayıp döküp, bir kez daha prensese baktım ve şükrettim..


Sonsuz kere sonsuz şükürler olsun dedim...

2 yorum:

  1. Çok geçmiş olsun.Küçük hanımın gösterisine çıkabilmesine çok sevindim :)

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkür ederiz abidecim,çıkabildi şükür..
    ee nede olsa "show must go on:))"

    YanıtlaSil