16 Nisan 2012 Pazartesi

İzmit'te İlkbahar


Haftasonunu yağmurlu-güneşli, parçalı bulutlu - deli rüzgarlı hava eşliğinde İzmitte geçirdik.Kocaman bir küçük şehir sanki İzmit.Büyük şehrin hemen hemen tüm olanaklarına sahip,ama bir tarafıyla hala taşralı.Küçük bir Anadolu şehri havası taşıyan gezilesi,görülesi,yaşanılası bir yer.
Annemler buraya taşınalı beş yıl bitti.Bu süre içinde sık sık geldik gittik,gezdik dolaştık.Ne kadar annemlere sevmiyorum dönün artık Ankaraya desemde bazen işi gücü bırakıp buralara mı yerleşsek çol çocuk büyütmekte kolay olabilir diye düşünmeden edemediğim,ulaşımı rahat İstanbula bir adım,doğal güzellikleri saymakla bitmeyecek bir yer aslında.

Anneciğim biraz daha toparlayıp iyileşmeye başlayınca ,doktorun verdiği süre de dolunca kendisini evine bırakmak için yollara düştük.Hafta sonu bir açıp bin kapayan havanın eşliğinde güzel iki gün geçirip kalbiminde bir parçasını orada bırakarak döndüm Ankaraya.Her ayrılık gibi bu da bolca hüzünlüydü.Yolculuk;  hayatı,sistemsel düzeni ıvırı zıvırı bir kere daha düşünüp olana razı olmaktan başka çare bulamayıp, yine bol bol üzülüp bir taraftan da  bizim minik prensese teselli vererek, teskin etmeye çalışarak  geçti.
Güzel taraflarına gelirsek İzmitin incisi Seka park tam bir lalezar,yolunuz düşerse mutlaka görün derim.O kadar ferah,geniş güzel düzenlenmiş bir parkki çocukların bayılacağı büyüklerin beğeneceği herşey düşünülmüş.Buyrun bir kaç görüntü bence görülmeye değer.


Herkese laleler kadar anlamlı,renkli ve parlak bir hafta diliyorum:)


8 Nisan 2012 Pazar

Balkon Sezonunu Açtık!


  Evde tam bir "bahar yeryerinden oynaması" var.Oturma odasının koltukları kaplanmak üzere gönderildi.Kumaş zor bela seçilerek bu işe start verildi.Ama son anda beğendimiz kumaş mağazanın elinde olmadığından dokunup gelecek yani bu iki hafta oturma odasız yaşayacağımız anlamına geliyor.Duvarları için duvar kağıdı beğenmek ondan daha beter zor bir işti ama o da başarıyla tamamlanıp tam ustalarla konuşma aşamasına gelinmişti ki duvarın bazı işlemlerden geçmesi gerektiğini söylediler,şimdilik beklemede.:( Banyodan küvet söküldü duşa kabin ve teknesi geldi ama servis dolu olduğu için salı günü gelmelerini bekliyoruz salonun orta göbeğinde duş teknesi ve kabin bekliyor:(

  Tüm bu hengamenin içinde sakin olarak yaşayabilmemi havaların tatlı bir rehavet,yorgunluk ve huzur vermesine bağlıyorum.Normalde çoktan en ufak birşeyin bile bana batmasının,ortalıkta barut gibi gezmenin en doğal hakkım olduğunu düşünmenin gerektireceği bir durumu orta yerinde yaşarken gayet amaaan napalım hayırlısı diyebilmemin en önemli sebebi gözünü sevdiğim bahar:) 

  Kışın üzerimden silindir gibi geçmesinin ardından  gördüğüm ilk yeşil yaprakla küllerimden doğdum galiba.Yapılacaklar listesini uzattıkça uzattım. Battı balık nereye giderse peşindeyiz sloganıyla sıvadık kolları.Elbet sonunuda görür evin yeni halini sizlerle paylaşırım.
  Bu arada balkon sezonunu açıp ilk kahvaltımızı yaptık.Annemin hastalığından ötürü ziyarete gelen  dostlar sayesinde evimiz bu sıra hiç çiçeksiz kalmadı.Sularını değiştirdikçe 
açan, güzelleşen karanfiller,krizantemler masamıza güzellik katıyor.Hepsine bir kez daha teşekkür ediyorum ve tüm hastalara bir kez daha şifalar diliyorum.
Akşamı bu sıralar ve herzaman hayranı olduğum çilekli tartoletle bitiriyorum.hımmmmm

 İnşallah haftanın tümü hafta sonu kadar sakin,keyifli ve ılık bahar rüzgarlarıyla geçer..

2 Nisan 2012 Pazartesi

İyi İnsan Olabilsem

Kaynak

Hep iyi olabilsem, pozitif, umutlu, insanlara sevinç saçan...Hiç sinirlenmesem,hırçınlaşmasam.Dünyanın tüm yükü omuzlarıma da binse, yinede umutlu olabilsem, yıkılmasam, yorulmasam sakin kalabilsem.
Bu yetenekler insana yaratılıştan verilen haller mi yoksa çalışa çabalaya uğraşa didine iyi olmak için yol katedilebilir mi?
Bir yere kadar sakinliğimi koruyabiliyorum olayları doğru analiz edebiliyor yardımcı,sevecen ve mutlu olabiliyorum ama bir noktadan sonra benim bünye bazı yükleri çekmemeye yorgunluk belirtileri göstermeye huzursuz olmaya ve çileden çıkmaya başlıyor.Uykusuzluk ve evde beni bekleyen işlerin hafta içi veya sonu günden bağımsız olarak  aynı oranda olması, hatta bazı zamanlar çok daha fazla yüklü olması, beni iyice çileden çıkarıp patlamaya hazır barut halini almama neden oluyor.
Her yerde stres odaklarını mıknatıs gibi çekip, olmayacak şeyleri kendime dert ediyor, çaresizlikten bunalıp sağa sola saldırıyorum.Küçük hanım damarıma itinayla basarken sabrımın kalan son damlalarını bitirip bende avaz avaz bağırırken buluyorum kendimi.
Biraz dinlenmeye,tatlı ılık güneşe,belki açık havaya ufak bir seyahate ama illaki dinlenmeye ve uyumaya ihtiyacım var.


Herkese huzurlu bir hafta pişman olacağı şeyleri yapmadan geçireceği güzel günler diliyorum.