11 Ağustos 2011 Perşembe

Kara Kıtanın MakusTalihi



 Herşey keşfedilmeleriyle başladı.Beyaz adam denizlere açıldı kara adamları buldu ve kara bulutları da beraberinde getirdi.Önce insanları sömürüp köle  pazarlarında hiç pahasına sattılar, en yapılmayacak işlerde çalıştırdılar,yerin üstünde  birşey kalmayınca  yer altı kaynaklarına el attılar.Cevherler çok değerli ama çıkarmak çok zahmetli idi, çoluk çocuk demediler madenlerde ölesiye çalıştırdılar, yetmedi ülkelerin içine savaş belasını soktular, bitmeyen ateş, gelmeyen huzur, işlerine yarıyordu.Silahlandırdıkları adamlarla düzenlerinin bozulmasını önlediler.Kıtlık, kuraklık ,yokluk ,sefalet Afrika ile bütünleşmiş, artık duysakta yadırgamıyor görüntüler karşısında şaşırmıyorduk ta ki limitler zorlanmaya alarmlar çalmaya başladığında  başlarımızı çevirdik biraz daha dikkatle.


Batının tarih boyunca yaptıkları insanlık adına kapkara bir leke iken, birde dünyaya insan hakları,demokrasi gibi konularda  akıl öğretmelere kalktı.Ekonomileri her tökezlendiğinde savaşlardan medet umanlar,dünyayı yaşanmaz hale sokanlar, şimdi göz göre göre 20 milyon insanın ölmesini seyrediyor.


Bizlerde çaresizce elimizdekileri birleştirip deniz yıldızı hikayesindeki  gibi belki bir iki tanesinin karnının doymasını sağlamaya çalışıyoruz.Kalıcı çözümler bulmak, insani şartlar götürmek, kudretliler için hiç problem değil, yeterki istesinler ama herhangi bir kazancı olmadan  sadece hibe niteliğinde bir yardımda bulunduğunu hiç gördüğünüz mü  beyaz adamın?
Kızılay başkanının dün söylediği bir cümle kulaklarımda patladı "Kendine dünya devi diyenlerden birinin  evcil hayvanlara yaptığı harcama yıllık 40 milyar dolar.İstese Somaliyi 30 kere ayağa kaldırabilir". 


 Dün bir kaç kare fotoğraf çekip, dekorasyonla ilgili bişiyler yazayım, fotoğraf falan bir şeyler ekleyim istedim buraya, ama televizyonu açınca tüm fikrim değişti.İnsanlarla birlikte insanlığında Kara Kıtada  ölüyor olmasına şahitlik ediyoruz.Bir deri bir kemik bebekler,çaresiz, ağlamaya bile mecali olmayan anneler,perişanlık içerisinde pisliğin, hastalığın ,sefaletin kol gezdiği güya sığınma kampları, perişan çadırlar,milyonlarca sineğin insanın gözünün bebeğine bile konduğu korkunç görüntüler insanın gözünün önünden gitmiyor.
Evet belki kalıcı bir çözüm üretemiyor, o insanları bir anda tutup kaldıramıyoruz  ama en azından bir damlada bizim katkımız olsun derseniz heryerde gördüğünüz numaraları birde buraya eklemek istiyorum.



Kızılay kampanyası: :
Afrika yaz BOŞ MESAJ veya afrika yaz 2868 gönder  5 TL  karşılığında olacak. 3 sms gönderildiğinde bir fitre bir iftar parası verilmiş olacaktır.”
Diyanet işleri başkanlığı’nın kampanyası:
“bütün operatörlerden afrika yazıp 5601′e gönderilecek olan sms’ler 5 tl karşılığında olacak. 3 sms gönderildiğinde bir fitre bir iftar parası verilmiş olacaktır.”
Kimse yok mu derneği’nin kampanyası:
derneğin genel başkanı ünal öztürk, yardımda bulunmak isteyenlerin cep telefonlarından ‘aclik‘ yazarak ‘5777‘ye göndermelerinin yeterli olacağını söyledi.
İHH’nın kampanyası:
afrika yazıp 3072‘ye göndererek 5 tl bağışta bulunabilirsiniz.





6 yorum:

  1. Ne güzel yazmışsın, öyle kaptırıyoruz ki bazen kendimizi hayatımıza, dışına çıkamıyoruz etrafımızda neler olup bitiyor farkedemiyoruz..

    YanıtlaSil
  2. Aslında sadece bunları mevzu etmeli ama olmuyor işte.. hayat akıp gidiyor bir yandan..

    YanıtlaSil
  3. Sevgili cafeNohut, benim kırık dökük cümlelerim,yetersiz ifadelerim ne kadar anlatabiliyor durumu bilmiyorum ama dediğin gibi sadece kendi hayatlarımızı yaşıyor etrafa dönüp bakmıyoruz bile..

    Deli Annem,sadece bunlarla da olmuyo, olan bitene kayıtsız kalmaklada içim huzur duymuyor.Görüntüleri görüpte rahat yemek yemek mümkün değil..Ne desek boş ne yapsak az..

    YanıtlaSil
  4. dün okuduğum bir haber de beni dehşete düşürdü. somali korsanlarının esir aldığı bir gemide 3 türk varmış. blogcu anne paylaşmıştı yazıyı. somalililer de onlara işkence yapıyormuş. bu haber gündeme ne kadar geldi ne kadar kaldı hiç bilmiyorum ama 11 aydır olayın önüne geçilemiyor.
    kimsenin de bişey yaptığı yok. nasıl bir dünya burası ya

    YanıtlaSil
  5. Dünyanın bir ucunda yaşanan dram...Ne kadar fena..ben çocuklarıma yemek yedirebilmek için elimde tabakla peşlerinden koşuyorum o yavrucaklar bir lokmaya hasret....Üzülüyorum...

    YanıtlaSil
  6. Ahh Nilhancığım o çeteler açlık içinde sığınma kamplarına gitmeye çalışan insanlarında başına bela oluyormuş.BM onlardan korumak için ek kuvvet istemiş diye bişiy okudum.Allahım birde bunlarla uğraşıyorlar yazık ki ne yazık..

    neselihaller,çok haklısın bizler yemek yediricez diye peşlerindeyiz onlar bulsakta yesek diye beklemede.Zaten çocuklar en çok içimi dağlayan savunmasız,çaresiz minicik bünyeleri birer birer pes ediyor..

    YanıtlaSil