11 Aralık 2011 Pazar

Şu Fani Dünyada İnsanlardan Öğrendiklerim

İnsan bir yolcu,öğrenen,öğreten eğitilen ,şekilden şekile giren acayip bir varlık.İnsan, başka insanlarla öğreniyor,terbiye oluyor bazen zenginleşiyor bazende fakirleşiyor.Her zaman iyi insalardan değil, bazen aykırı farklı saygısız ,kaygısız,bencil  insanlardan da birşeyler öğreniyor.


Bende kendi yolculuğumda kimlerden neler öğrenmişim bunları hesapladım kafamda.
Bu hafta yaşanan tatsız bir olay sonrası aklımdan geçti tüm bunlar unutmayayımda yazayım buracığa istedim.


Doğuyoruz anne ve baba iki  insan karşımıza çıkıyor.Sevgi ekerlerse sevgi,öfke ekerlerse öfke biçiyorlar.Bizde ona göre şekilleniyoruz,ilk temeller onlara göre atılıyor.Bütün ömrün ilk tohumlarını onlar atıyor bilerek yada bilmeyerek.
Ailenin kanatlarından çıkıp kendi yolumuza yollandığımızda ilk karşımıza çıkan öğretmenlerimiz, çok büyük rolleri var hayatımızda.Pek tabii arkasından arkadaşlarımız geliyor.Kendimizin seçtiği, halimize, ruhumuza, huyumuza, zevkimize göre insanlarla çevreliyoruz etrafımızı.
Ve karnaval başlıyor.
Herkes bambaşka kültürler,aileler,gelenek ve göreneklerle büyüdüğü için ortaya çeşit çeşit haller türlü türlü durumlar çıkıyor.Bu heterojen karışım içinde acı- tatlı türlü lezzet,bilge-avam türlü hal,keyifli- sıkıcı türlü zaman giriyor.


Sonra bir minik dünyaya getirip ona bir şeyler öğretirken ondan da bir şeyler öğrenmenin keyfini yaşıyor insan.Tüm davranışlarının sağlamasını yapmayı,tüm sözlerini süzgeçten geçirmeyi,adeta konuşan bir boy aynası karşısında  yaşamayı öğreniyor insan.


Tüm bu harmanlanan insan ilişkileri içerisinde önemli olan ve kaybedilmemesi gereken kişinin erdemini,ve derinliğini katacak insanları önemseyip geri kalanıyla fazla ilgilenmemenin yolunu keşfetmek.Ben kendi formülü mü yazarken şunları keşfettim.



  • Karşındakini kendin gibi bilme.Çünkü değil ve asla olamaz.

  • Sana bir şey katmayan katmadığı gibi götüren insanları çokta fazla önemseme.Kıymetli olanı bulmaya yönel. Aslolan bu yolculukta elmasları toplamak cam kırıklarını değil.

  • İnsanlar yaş aldıkça,yıllandıkça olgunlaşır diye bir kural yok.O sadece meyvelere mahsus bir durum.Olgunlukta farkında olmakla, kendini derinleştirmekle ilgilenenlere has bir durum ve hatta fıtratın içinde gizli bir çekirdek.

  • Güzel insanlar her şeye rağmen var, etrafa dikkatli bakmaya devam et.

  • Hiç bir sıfat veya durum kişiye ağzına geleni söyleme hakkı vermez.Bu ne özgüven ne samimiyet nede başka bir şeyle açıklanabilir.Ama böyle insanlar var ve ne yazık ki onların kaprisini çekmek için bir dünya insan uğraşıp duruyor.

  • Kalın incelene kadar incenin canı çıkar.Karşı tarafı düşünerek yapılan incelikler,verilen uğraşlar karşı tarafın bu inceliği algılayabilme kapasitesi kadardır.

  • Bir insanla tarzın ilk dakikadan farklıysa ve sen bunu farkettiysen bu fark hiçbir zaman kapanmaz ve zaman seni mutlaka doğrular,yanılmadığını anlarsın.

  • Toplu organizasyonlarda asla asla asla hediye kısmına karışma.Göreceğin saygısızlık yanına kar kalır.Sen güzel bir hatıra bıraktığını düşünürken bin tünlü angaryanın altına imzanı attığının farkına geç varırsın.Ama geç farkına varmak hiç varamamaktan iyidir.;)



Yaşadıklarım,davranışlarım ve sözlerimle hep iyiliklerin güzelliklerin altına imzamı atmaya çalışıyorum velev ki olaylar tatsız,keyifsiz ve sıkıntılı; insanlar densiz,saygısız ve kuralsız  bile olsalar.


Herkese keyifle geçecek,güzel dostlukla güzelleşecek güzel bir hafta diliyorum.
Kaynak

















4 yorum:

  1. Kalın incelene kadar incenin canı çıkar.yine süper bir atasözü :))

    YanıtlaSil
  2. ;) İçimde uyuyan bir Tahsin Amca var (Avrupa yakası ) zaman zaman hortluyo elimde olmadan:)

    YanıtlaSil
  3. "İnsanlar yaş aldıkça,yıllandıkça olgunlaşır diye bir kural yok.O sadece meyvelere mahsus bir durum." Cok hoşuma gitti bu söz.
    Ben de ikiyüzlülüğün adını " idare" terbiyesizligin adını " dobralik" koyan zihniyetten nefret ediyorum.Pes ettim ben insanlarla iletisim kuramıyorum...Ben bu dünyanın düzenine uyamadim.:(

    YanıtlaSil
  4. Ahh Rabia Betülcüm o kadar katılıyorum ki her aklına geleni söylemek "özgüven!",her saygısızlığa tahammül etmek "zerafet!" sayılıyor ne kadar alt üst oldu kavramlarımız..

    YanıtlaSil