Ne kadar uzun bir ara olmuş, ne kadar hızlı yaşamışız Kasım ayını. Acılar,hüzünler,sıkıntılar derken bayramda Danimarka yolcusuyduk en son.Eş dost akraba ziyaretleriyle,zengin sofralar eşliğinde uzun yemek fasıllarıyla,biraz soğuğu, biraz kasveti ve bolcada çocuk cıvıltısıyla dolu bir bayram geçirdik.
Döndük iş,güç,okul üçgeninde mekik dokumaya başlayıp hafta sonu hop, leblebi diyarı bu sefer benim memleketim olan Çoruma geçtik. Orada da aralıksız yemek yiyip teyze,hala,amca dolaştıktan sonra, hiç durmadan akan bir burun,sulu gözler ve hapşırıklarla süzülüp kalan prensesi anneannenin kollarına bırakıp yine işe güce başladık.
Sağolsun annem bir haftada bizim minik hapşırık kelebeğini normal şartlara getirdi ve gitti.
Yine aynı denklemin üç bilinmeyeni olarak hayatımıza devam ediyoruz.
Kısaca özet olarak geçtiğim şuncacık şeyin arasında öyle çok şey varki yazmak istediğim.
Gelmeden önceki son gece Kopenag'ın ve hatta Danimarkanın ünlü eğlence parklarından Tivoli açıldı.İskandinav ülkeleri hep aynı sanırım, baharla birlikte açılan yerler Ekim Kasım gibi bir bir kapanıyor.Legoland,BonbonLand,Bagen ve buna benzer bir sürü yer kapalıydı.Hava erken karadığı için saat 6dan sonra dışarda birilerini görmeniz pek olası değil.Hatta marketler,büfeler,alışveriş merkezleri taş çatlasa 6:30 -7:00 de kapı duvar kapalı.Böyle sessiz,sakin,rutin ve dingin bir hayat süren Danimarkalılar bizim gibi günde beş kere gündemi değişen, her kafadan bin ses çıkan insanlara göre çok tekdüze ve hatta sıkıcı hayatlar yaşıyorlar:)Hele kışın evden işe işten eve sürekli yanan lambaların veya mumların içerisinde mutlu,sakin ama loş hatta karanlık hayatlarını sürdürüyorlar.
Sakinlik onların topraklarında biten bir bitki gibi.Herkes karşısındakini ötekileştirmeden saygıyla muamele edebiliyor.Demokrasiyi her yerde ve kişide iliklerinize kadar hissediyorsunuz.Bizden öyle farklılar ki.Acelecilik,tezcanlılık,olaylar karşısındaki sabırsız mızmızcı tutumumuz bizi hemen ayıklayıveriyor sessiz -sakin- sarışın topluluktan.Ama napalım bizde sıcakkanlı,enerjisi yüksek kıpır kıpır Akdeniz insanlarıyız:)
Noel yaklaştığı için etraf göz alıcı süslemeler ve alışveriş telaşeleriyle cıvıldamaya başlamıştı muhtemelen şu sıralar iyice artmıştır hediye alma faslı. Tivolinin açılma sebebi de bu alışveriş için oluşan kalabalık akşamları yemek yemekiçin hafta sonlarıda çol çocuk eğlenmek için Tivoliyi dolduruyor.Aslında lunapark ve kafelerin olduğu,hediyelik eşyaların satıldığı ama süslemeleriyle çiçekleriyle ve cıvıltısıyla inanılmaz bir atmosferi olan Tivoli yılbaşına kadar açık.
Özelliklede çocukların birbirinden güzel oyuncakları görüp bayılmaması mümkün değil.Bizimkiler hava çok soğuk olduğu ve gündüzden de uyumadıkları için pek fazla eğlenemediler ama hayranlıkta etrafa bakıp, atlıkarıncadan el sallarken çok mutlu gözüküyorlardı .
Yurtdışında anne babalar bizim kadar pimpirik ve rahatsız tipler olmadıkları için alabildiğine özgür olan çocuklar sınırlandırılmıyor,baskılanmıyor.Millet olarakta eğlenmeyi,keyifle yaşamayı önemsedikleri için gereksiz sınırlandırmaları ve kuralları olmuyor.Biz ne yazıkki başta milli bayramlarımız olmak üzere tüm özel günleri çocuklarımıza zehir etmeyi kural bildiğimiz için bir türlü zincirlerimizi kıramıyoruz bu konuda..
Herkese keyifli bir hafta diliyorum..
Ünlü yürüyen cadde.Bizde benzeri İstiklal diyebiliriz.. |
Bayram boyu dolup dolup boşalan şekerlik. |
Görenlerin aklını başından zıplatan yaş sınırı tanımadan insanın kendini kaybedercesine yemek istediği şekerler.. |
Hediyelik eşyalar ve yılbaşı süslerinin büyüleyici görüntüleriyle dolu vitrinler.. |
Ne de güzel anlatmışsın farklarımızı...
YanıtlaSilbiliyorum bir iki aya sıkılırım ama bazen bende sakin, huzurlu ama sıkıcı bir hayatı istemiyor değilim:)
Kesinlike aynı fikirdeyim.Senin Londra resimlerin Avrupayı çokça cazip kılıyor yaşamak için.Uçakla şurdan şura zaten hele çocuklar için o kadar cazipti oralarda yaşamak.Yemyeşil bahçeler,kocaman oyun alanları burda saksıdaki çiçek gibi büyüyüp gidiyorlar..Ahh derdime dokunmuşun amma yazmışım:)
YanıtlaSilOhh çok güzel çıkmış fotolar o kadar ki kasvetten eser yok eline gözüne sağlık. Bir de çok katılıyorum ben de bu eğlenme hatta yaşam tarzımızdaki farklılıklara,ama yinede mutluyum mutlusun mutluyuz :)
YanıtlaSilher gülün dikeni oluyor hakkaten, parlak güneşimiz var ama işte dikenlerimiz de çok..ama dikenleri az törpülemek o da olmuyosa evcilleştirmeye çalışmak lazım , malum devlet politikamız batının iyi yanlarını almak ;)
YanıtlaSil@Günlük Okumalar;Gece çekimleri olduğu için daha güzel çıksalar çok daha iç açarlardı.Napalım biz böyleyiz onlar öyle..:)
YanıtlaSil@neverland;batının iyi yanları içinde alınacak baya bişiy var aslında.Neyse önemli olan niyetine girmek belki günün birinde olur:)Ümit fakirin ekmeği nede olsa:)